HOROLOP
Dağ köylerinden bir vatandaş Eşeğine biner Anamur’a gelir. Yolda geçerken portakal bahçelerini görür. Dallarda sarı sarı sarkmaktadırlar. Dönüşte koparıp yemeyi aklına koyar.
Çarşıda işlerini halleder. Dönüşüne hava kararmıştır. Akşam karanlığında sabahleyin geçtiği bahçelere ulaşır. Ağacı birinden 5-10 tane koparır. Heybesine koyar. Bıçağını çıkarır. Meyvelerden birini soyar. Dilimlerden birini koparıp ağzına atar. Fakat o da ne? Ağzına attığı dilim o kadar ekşidir ki ağzını burar. Ne yapacağını şaşırır. Kızar ve şöyle der: “Ülen sizin benzerleriniz Avrupa’ya gitti, horolop (oralet) oldu geldi. Siz hala şarap gibi durursunuz.”
Meğerse bizimki portakal diye karanlık olduğu için bilmeyerek turunç ağacından meyveleri koparmış.